Avrupa Milletleri Federal Birliği
Dil seçiniz
  • EN
  • DE
  • DK
  • FR
  • HU
  • RU
  • TR

Bu Daha Bir Başlangıç: Tüm Avrupa'nın Azınlıklar Uzmanları FUEN'in Çağrısına Uydu

Azınlıkların korunması alanındaki yeni normlar acaba nasıl olmalıdır ? Avrupa'daki azınlıkların daha iyi korunabilmesini sağlamak için hangi yeni normlara ihtiyaç vardır ? Avrupa'daki azınlıkların korunmasının güncel durumunu değerlendirmek  ve, halen mevcut olumsuz eğilimlerin uygun cevaplarla birlikte  ters yöne  donüşeceği  ümidiyle bu soruları görüşebilmek için    40 bilim insanı ve akademisyen, 4. ve 5.Mart 2024 tarihlerinde Brüksel'de, FUEN tarafından organize edilen uluslararası bir uzmanlar konferansı olan ''Ewald Ammende'' etkinliğine katıldı. Azınlıkların korunmasını temin edecek yolları bulma doğrultusunda  çok sayıdaki uzman  ilk kez biraraya gelmiş oldu.

 

Anılan etkinlik için yuvarlak bir masanın seçilmiş olması, tüm katılımcılara, düşüncelerini ifade edebilme ve fikir teatisinde bulunabilme imkanı verdiği için, tüm katılımcılar tarafından memnuniyetle karşılandı ve çözümlerin araştırılması doğrultusunda iyi bir çalışma metodu arz etti.

FUEN Başkanı Lorant Vincze açıklamasında; Minority SafePack adlı girişimin, azınlıkların korunması konusuna bir görünürlük sağladığını ve bunu Avrupa'nın gündemine oturttuğunu ifade etti. Adıgeçene göre; Avrupa Komisyonu'nun önerilerimizi esas alan bir yasa mevzuata karşı çıkması nedeniyle oluşan ve   halen süregelen hukuki ihtilafın sonucundan bağımsız olarak, azınlıkların korunması ve teşvik edilmesini teminen yine de avrupai yasal bir çerçeve kapsamında yeni yolların  bulunması  zorunludur.

Avrupa İnsan Hakları Adalet Divanı'nın 2023 yılında vardığı; azınlık diliyle olan bir eğitimin – ve de ulusal azınlıkların korunmasına ilişkin çerçeve anlaşmasının, avrupai uzlaşmanın bir parçası olmadığına dair varılan nihai hüküm, son zamanların üzerinde en çok tartışıldığı olumsuz bir gelişme olup, BM-Azınlıklar Sorunları Eski Özel raportörü olan Fernand de Varennes tarafından da vurgulanmıştır.

Avrupa ülkelerinin çoğundaki Nüfus sayımlarında milliyeti/etni sitesi ve/veya ana dili gibi veriler toplanmadığı için, azınlıklar hakkındaki güvenilir verilerdeki zaafiyet de  keza karşılaşılan bir diğer sorun olarak tezahür  etmektedir.  Özgür Bozen Üniversitesi Profesörü Paul Videsott'un da altını çizdiği gibi; nüfus sayımı yapılırken, sayıları giderek artan bir çok ülke, vatandaşlarla doğrudan irtibat kurma yerine, milliyeti ve diline ait verileri ihtiva etmeyen veri tabanlarına itibar ettiği için, azınlıklar, görünmez olma doğrultusunda gerçek bir tehlikeyle karşı karşıya kalmaktadır. Azınlıkların veya dil gruplarına mahsus bir tanımlamanın eksikliği de keza bir sorun yaratmaktadır: Katılımcılardan birinin de söylediği gibi; tanımlanamayan bir nesneyi yasal açıdan korumak ta zaten mümkün olamamaktadır.

Etkinlik sırasında, BM, AB, Avrupa Konseyi, OECD ve AGİT gibi uluslararası organizasyonlar çerçevesindeki imkanlar tartışılırken, araştırmacılar ve azınlık organizasyonları arasındaki işbirliğinin teşvikini teminen kalıcı bir organın tesisine dair fikir de keza görüşüldü.

 

 

 

Basın bildirileri