Avrupa Milletleri Federal Birliği
Dil seçiniz
  • EN
  • DE
  • DK
  • FR
  • HU
  • RU
  • TR

Avrupa Birliği'nde Dil Haklarında Bir Gerileme mi Sözkonusu ?

Ulusal ve dilsel Azınlık haklarının sürekli olarak gelişmesi ve gerçekleşmesinin sağlanması için Avrupa çapında bir stratejinin zamanı artık gelmiştir. İşte 7.Eylül tarihinde Brüksel'deki Avrupa Parlamentosu'nda gerçekleştirilen ''Avrupa Dil Zenginliğinin Gerilemesine Karşı Çıkalım ve Ulusal ve Dilsel Azınlık Haklarının Teşviki İçin Harekete Geçelim'' konulu konferansın sonucundan bu netice çıkmış oldu. FUEN, bu toplantıda Başkan Yardımcısı Angelika Mlinar ve Geleneksel Azınlıklar, Ulusal Topluluk ve Diller Fraksiyoneller Arası Çalışma Grubuna Eş Başkanlık eden bir Avrupa Parlamento üyesi sıfatıyla ikili rol üstlenen Başkan Lorant Vincze tarafından temsil edildi.
Lorant Vincze bu etkinliği, EVP, SD, Renew ve Yeşiller/EFA Fraksiyonlarının desteği ile organize etmiştir.

Ulusal ve dilsel azınlıkların hakları ile dilsel çeşitliliğinin teşviki ve korunması uğrunda çaba gösteren aktörleri ve buna ilgi duyan grupları bir araya getirmeyi hedefleyen partiler üstü bu konferans Fernand de Varennes tarafından açılmış oldu. BM-Azınlıklar Özel raportörü azınlık haklarının, bazı yerlerde öyle görülmese bile, aslında insan hakları olduğunu bir kez daha bariz şekilde açıkladı. Bu durum bilhassa dilsel haklar için geçerli olmaktadır. Adıgeçenin fikrine göre; bugün görmüş olduğumuz bir gelişme ve hatta duraklama değil, çoğu kez dil ve eğitim haklarında olmak üzere, bilakis Avrupa'daki azınlık haklarının gerilemiş olması demektir.

Varennes konu ilgili olarak ''Bir milyondan fazla insanın, Avrupa Parlamentosu'nun ve de bir çok ulusal ve bölgesel parlamentonun verdiği desteğe rağmen, Avrupa Komisyonu'nun Minority SafePack adlı girişimi kolayca reddetme kararını almış olması endişe vericidir'' ifadesini kullanmıştır.

Angelika Mlinar, MSPI adlı girişimin güncel durumunu ortaya koymuştur. Adıgeçen, azınlıkların korunmasına ilişkin bu girişimin hikayesini dile getirerek, ''Avrupa Komisyonu'nun MSPI ile ilgili olarak yaptığı bildirinin Avrupa Adalet divanı tarafından iptal edilmesi doğrultusunda çok iyi bir imkanın bulunduğuna ve komisyonun vermiş olduğu bu karar üzerinde tekrar düşüneceğine inanmaktayız'' demiştir. Bu dava, halen mahkeme aşamasının tam yarısında bulunmakta olup, Avrupa Adalet Divanı'nın 2022 yılı sonunda veya 2023 yılı başlarında buna dair bir karar verecektir.

''Asıl hedefimiz, azınlıkların korunmasına verilen önem bilincinin, AB bazında sınırlar ötesine değin güçlendirmektir. (…) Komisyonun, MSPI ile ilgil taleplerimizi reddetmiş olmasına rağmen, bu konu gündem dışı bırakılmayacaktır. Lobi çalışmalarının yarattığı bu inanılmaz dalga, sonuç itibariyle başarılı olmuştur. Bizler, ulusal ve dilsel azınlıkların korunmasına ilişkin inancın, Avrupa'nın geleceği konferansının kapanış sonuçlarında en azından kabul edilmesini ve bir dil çeşitliliği merkezinin inşa edilmesine dair talebimizin yer almasını sağlamış olduk''.

FUEN Başkan Yardımcısı, MSPI adlı girişimin pro aktif şekilde pratiğe geçirilmesinin, Almanya' da mevcut Federal Hükümetin yeni koalisyon anlaşmasına dahil edilmesini, son zamanların büyük başarılılarından biri olduğuna dikkat çekmiştir. Koalisyonu teşkil eden partiler FUEN ile birlikte, MSPI adlı girişime ilişkin taleplerin yerine getirilmesine dair somut önlemlerin alımasının mümkün olduğu alanlardaki durumu değerlendirecek bir aksiyon planı üzerinde sıkı bir işbirliği çalışması yapmaktadırlar. Angelika Mlinar konu hakkında ''İşte bu yol, tam da yürümeye devam edeceğimiz yoldur. Hedefimiz, diğer AB-Ülkelerinin bu tarz girişim ve tedbirleri dil teşviği ve azınlık dilleriyle yapılacak ders tedrisatı alanlarında yerine getirmeli ve böylece iyi bir örnekle birlikte yol almalıdır'' ifadesini kullanmıştır.

 


FUEN Başkanı ve aynı zamanda Avrupa Parlamento üyesi Lorant Vincze kapanış konuşmasında, azınlıkların korunmasına ilgi duyan tüm tarafların gelecekteki çalışmalarını belirleyecek ana fikirleri ihtiva eden kısa bir liste sundu. Avrupa Birliği buna göre; ulusal ve dilsel azınlıkların korunmasına ilişkin kapsamlı ve müşterek bir yasal çerçeveye ihtiyaç göstermek; azınlıkları, özellikle Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi olmak üzere, uluslararası organizasyonlarla yapacağı güçlendirilmiş bir iş birliği içersinde korumak ve teşvik etmek; avrupai dilleri kapsamlı tarzda koruyarak, tanınmalarını teminen en üst seviyeyi sağlamak; azınlıkların durumunun gözetimini hukuk devleti çevresine dahil etmek; ulusal ve dilsel azınlıklara karşı her türlü ayrımcılıkla mücadele etmek ve dilsel azınlıklar için neşredilen her türlü görsel-işitsel içeriklere sınırlar ötesi bir ulaşım dahilinde sağlamayı garanti altına almak mecburiyetindedir.

Adıgeçen aynı zamanda, Avrupa Birliği'nin görünülürlüklerini sağlanması ve katma değerlerinin tanınmasını teminen bir ''Ulusal ve Dilsel Azınlıklar Yılı'' çağrısında bulunulması fikrine de böylece değinmiş oldu.

Basın bildirileri