Avrupa Milletleri Federal Birliği
Dil seçiniz
  • EN
  • DE
  • DK
  • FR
  • HU
  • RU
  • TR

Ukrayna'daki Macar azınlığın güncel durumu nasıl?

Geleneksel Azınlıklar, Ulusal Topluluklar ve Diller Fraksiyonlar Arası Çalışma Grubu'nun daveti üzerine, Ukrayna'da yaşayan Macar Topluluğu Temsilcileri 17.Şubat 2022 Perşembe günü Strasburg'taki Avrupa Parlamentosu'nda ülkelerindeki güncel durumu hakkında sunumda bulundular.

Avrupa Milletvekili Andrea Bocskor açılış konuşmasında şöyle dedi: ''Ukrayna'daki yasal mevzuat süreçleri azınlık, dil ve eğitim hakları ile diğer hakların giderek artan kısıtlanması, ve ülkede, Ukrayna Dili'nin egemenliği ve yegane egemen olması doğrultusunda hareket etmektedir. Halen süregelen Ukrayna-Rusya ihtilafının gölgesinde insan haklarından bahsetmek, dikkatlerin haliyle adıgeçen ihtilafa odaklanması nedeniyle daha da zor hal almıştır. Aşağı Karpatlar Bölgesindeki Macarlar ve diğer azınlıklar Ukrayna'nın sadık vatandaşları olup, aynı tarz ve şekilde katılımcı olmakta ve aynen çoğunluğun maruz kaldığı sorunlarla mücadele etmekle birlikte, azınlık olarak haklarına ilaveten yapılan kısıtlamaları da sineye çekmek mecburiyetinde kalmaktadırlar''.

FUEN üye organizasyonlarından biri olan Culturel Alliance of Hungarians in Sub-Carpathia (KMKSZ) Başkanı Dr. Laszlo Brenzovicks, son zamanlarda uluslararası basının ve dünya kamu oyunun odaklanlandığı askeri gerilim hakkında bir konuşma yaptı ve Ukrayna liderliğinin gerilime rağmen silahlı bir ihtilafı hesaba katmadığını açıkladı. Batı basınında yayımlanan neşriyatların Ukrayna Ekonomisi'ne büyük zarar verdiğini zaten onlar da söylemektedirler. Zira, Ukrayna Ekonomisinden 18 milyar Dolar çekilmiş olup, Ukrayna ülke olarak uluslararası piyasalarda kredilere ulaşamamamakta ve ulusal para birimi de keza değer kaybetmektedir.

Öbür taraftan bakıldığında; Minsk Protokolü'nün uygulanmasının, ihtilafın sona ermesi için uygun bir yol olacağına dair uluslararası bir fikir birliği mevcut durumdadır. Protokolleri imzalamış olmaları ve dolayısıyla taahhütlerde bulunmalarına rağmen Ukraynalı siyasiler bunu kabul etmemektedirler. Doğu Ukrayna'da oluşan söz konusu ihtilafın çözümüne ilişkin başka seçenekleri de ortaya koymamaktadırlar. İşte bu açıklamaları yapan Brenzovicks sözlerine şöyle devam etmiştir: ''İstikrarı oluşturacak ve iyi komşuluk münasebetlerini yeniden tesis edecek olan yegane imkan, son yıllara damgasını vuran etnik ve dilsel politikanın değişmesiyle olabilirdi. Bizler, bu ihtilafa ve krize barışçıl bir çözüm bulmak yolunda elde mevcut tüm imkanları kullanacağımız umuyor ve bunu yapmak zorunda olduğumuzu biliyoruz''.

KMKSZ-Başkanı Brenzovicks, Ukrayna'daki azınlıkların durumu hakkında şunları söylemiştir: Ukrayna'nın AB'ne girme niyetinin, kendisini azınlık haklarının gerçekleştirmeye götüreceğini ummuştuk. Maalesef bunun tam tersi olmuştur. Yasal alanda geçtiğimiz son yedi yıl zarfında oluşan değişikliklere bir göz atarsak, tek bir vizyona ve içersinde koordine edilmiş bir çok şiddet hareketinin de etkili olduğu iki parlamento ve başkanlık devresine ilişkin tasarının planlanıp uygulamaya konulduğu bir süreçle karşı karşıya olduğumuzu tespit edebiliriz. Ayrıca bu olayların tümünün, bu alandaki mevcut anlaşmalara riayet edilmesinde yetkili olan kurumların sessiz kalarak anlayış gösterdiği bir ortamda cereyan ettiğini ve hala devam etmekte olduğunu da söyleyebiliriz''.

Rektörü Prof. Dr. Csernicsko'ya sunumu yapılan işbu alternatif rapora göre; Ukrayna'da son yıllarda ulusal azınlıkların haklarını doğrudan etkileyen ve azınlık mensuplarının kamu meselelerine etkili şekilde katılımına mani olan bir çok yasal tedbire başvurulmuştur.

Bunlara örnek olarak, Kamu Hizmetleri Hakkındaki Yasanın yürürlüğe girmesi (2015), Elektronik Medya Organlarında Dil Kullanımı Yönetmeliklerinde Yapılan Değişiklikler Hakkındaki Yasanın yürürlüğe girmesi (2017), Eğitim Alanındaki Yeni ÇerçeveYasası (2017), Devlet Dilini Destekleyici Yasa (2019), Genel Orta Okullar Eğitim Yasası (2020) ve Yüksek Okullar Yasası (2014) sayılabilir. Devlet Dil Politikasının Temel Esasları Yasasının Kaldırılması (2012) ulusal azınlık dillerinin kullanılmasını oldukça kısıtlamıştır. Sözkonusu rapor ayrıca, karar vericilerin azınlık temsilcileri ile ilgili konularda görüşmelerde bulunmadığına da işaret etmektedir.

Basın bildirileri