Avrupa Milletleri Federal Birliği
Dil seçiniz
  • EN
  • DE
  • DK
  • FR
  • HU
  • RU
  • TR

Avrupa Günü'nde Avrupa'daki Çok Dillilikle İlgili Karşılaşılan Yeni Sorunlar Müzakere Edildi

FUEN Başkanı Lorant  Vincze 9.Mayıs 2019  tarihinde, Romanya'nın Sfantu Gheorghe /
Sepsiszentgyörgy kentinde, Covasna İlçe Meclisi, FUEN ve HUNINEU tarafından Avrupa Günü'nde ''Avrupa'daki Çok Dillilikle İlgili Olarak karşılaşılan sorunlar'' adı altında düzenlenen uluslararası konferansta ''bizler için dil bir iletişim aracının daha üstünde yer alır: Diller, Avrupa'nin kimliği ve mirası için birer temel esastır. İletişimi diğer dünya dilleriyle konuşmak suretiyle daha kolaylaştırmak için kendi ana dilimizden vazgeçemeyiz ve dilin muhafazasınin bize sadece bir maliyet yaratması nedeniyle, tüm dil gruplarının ortadan kaybolması adına uzlaşamayız.

FUEN Başkanı konuşmasında, bazılarının bu gün kimlik politikasıyla gelişim politikası arasında  sehven bir tenakuz gördüklerine işaret etti. Vincze'ye göre ekonomi, günlük hayat ve toplumun durumu önemli olmasına önemlidir ama, azınlıklar için ana dili, ana dilde eğitim, miraslarının korunması ve bunları koruyan yasal çerçeveler de en az sayılanlar kadar önemlidir.

FUEN danışmanı ve çok dillilik uzmanı Johan Haggman, AB ülkesi   vatandaşlarının sadece          % 50'sinin ingilizce anladığını ve ingilizce dil bilgimizi  abartma eyiliminde olmamız nedeniyle Avrupa Birliği'nin  çok dillilik politikasına ihtiyacı olduğu görüşündedir. Ona göre çok dillilik bir çok avantaja sahip olup, bunlardan birisi de, dil kültürümüzü muhafaza edebilirsek,  o halde müşterek tedavülü ve tarım politikasını kabullenmemizin bizim için daha da kolay olacağıdır. Bay Haggman sözlerine devamla; satın almak her dil sayesinde mümkündür, fakat satış ancak ve ancak müşterinin diliyle yapılabilir şeklindeki ata sözünde de belirtildiği gibi dilin bir ticaret olduğunu ifade etti. Bir çok dile vakıf olan insanlar için bir işyeri bulmak, veya işyerini değiştirmek, terfi etmek ve daha iyi ücret sağlamak daha kolay olduğu gibi, çok dillilik aynı zamanda yenilikçilik için de önem ihtiva eder. Avrupa'nın en zengi bölgeleri (Güney Tirol, Basken Eyaleti ve Navarra gibi) ve devletleri (İsviçre ve lüksemburg gibi) hep çok dillidir.

Çok dillilik, bilinenin tersine çok masraflı değildir diyen Haggman, bunun AB-Kurumlarının bütçesinin   % 1 miktarına tekabül eden kısmıyla karşılandığını vurguladı. Ona göre AB içinde bölgesel ve azınlık dillerinin kullanımına dair bir yasal dayanak maalesef mevcut değildir. Bundan başka daha küçük ve daha az yaygın  dillere karşı  AB-Finansmanları dahilindeki olumlu ayırımcılk sona ermiş olup, tercih daha büyük olan dillerden yana kullanılmaktadır.

Hırvatistan'daki Tunalı Suablar Alman Topluluğu ve keza Hırvatistan'daki Ulusal Azınlıklar Meclis Başkanı Vladimir Ham, Hırvatistan'daki azınlıkların durumunu ve okul sistemini ortaya koydu. 2000 yılındaki anayasadan itibaren  22 azınlık tanınmış ve dilleri anayasa hukukunca korunmuştur.  Azınlıklar için üç ayrı okul modeli mevcuttur. Birincisine göre öğretim planlarının hepsi ana dil ile yapılmıştır. İkinci model azınlıkların ana diliyle dört öğrenim alanını içermekte, üçüncüsü ise hırvat diliyle olmakla beraber, yine de ana dilinin aksanını ihtiva etmektedir. Hırvatistan'da yaşayan almanların çoğu Almanca dilini konuşmayı bile bilmemekte ve böylece öğrenimlerini üçüncü sistemle  yapmaktadırlar.

Konferans Covansa İlçe Meclis Başkan Yardımcısı Robert Grüman ile Macar Ulusal Cemaatleri Avrupa Temsilciliği Bürosu -HUNINEU'ndan Klare Pappne Farkas tarafından açıldı. Müzakereye katılanlar arasında Romanya Parlamento Üyesi Erika Benkö,  Minority Rights Legal Assistance Yönetmeni Miko İmre (Sfantu Gherorghe/Romanya), Isola (Solvenya) eski Belediye Başkanı Breda Pecan, Micfalau (Romanya) Belediye Başkanı Ferenc Demeter ve Voyvodina (Sırbistan) Özerk İl Meclisi üyesi Matija Kovac  yer aldı.

Basın bildirileri