Avrupa Milletleri Federal Birliği
Dil seçiniz
  • EN
  • DE
  • DK
  • FR
  • HU
  • RU
  • TR

FUEN'in Flensburg'daki Geleceğe matuf Konferansı: Azınlıklar Avrupa Birliği'ne açık bir görev tevdi etmektedir

Kendi azınlıklarının daha iyi haklara sahip olabilmesi için Avrupa Birliği acaba ne yapabilir ? Karl-Heinz Lambertz işte bu soruya şu açık sözlerle cevap vermiştir: '' Bu tarz bir konferansta alınacak olan sonuçların Avrupa Tarihine ait çöp kutusuna atılmamasını sağlamak AB'nin lanet olası görevidir. Doğu Belçika Parlamento Başkanı (Belçika'da yaşayan Almanların Parlamentosu) bu konuda evrensel bir çözüm olduğuna inanmayarak şöyle konuşmuştur: ''Azınlıklarla olan sorunlarımızın tümünü halledecek hazır bir modeli herhangi bir zamanda bulacağımızı düşünmeyi bir hayal olarak görmekteyim''. Bu konuda bölgesel konteks esaslıdır. Tabii ki model örnekler buna karşılık ilham kaynağı olarak yardımcı olabilirler. İşte bu nedenle azınlık temsilcilerinin bu tarz etkinliklerde bir araya gelerek, talep ve isteklerini birlikte formule etmeleri fazlasıyla önem arzeder.

Karl-Heinz Lambert (yukarıda adı geçen) podyum görüşmesi esnasında etkinliğe Doğu Belçika'dan katılmıştır.

Avrupa'nın geleceği konferansı halk katılımı için geniş tabanlı bir kampanyadır. Buradaki hedef: Avrupalı kadın ve erkek vatandaşlara AB-Politikasını aktif olarak birlikte dizayn ettirmektir. Kendi Avrupalarının geleceği için bu insanlar hangi fikirlere sahiptirler acaba ? FUEN Kuruluşu burada, Minority SafePack adlı girişimin reddedilmesi sonrasında azınlıkların seslerini yeniden yükseltmek için kaçırılmayacak bir fırsat imkanını müşahade etmektedir. Flensburg'taki bu etkinlikte, kapsamında avrupalı azınlıkların kendi Avrupaları için sekiz somut isteğin ve talebin yer aldığı geleceğin bu manifestosu tanıtılmıştır. Bu yelpaze, azınlıkların korunması için elle tutulur bir politik çerçeveden tutun da, Geoblocking sistemin kaldırılması üzerinden giderek, dil çeşitliliği merkezinin tesis edilmesine kadar uzanmaktadır. Bu da, azınlık haklarının nasıl boş lakırdılardan daha fazlası olduğuna ve bunların somut olarak nasıl uygulanacağına ilişkin olarak AB'ye karşı açık bir çalışma görevlendirme anlamı taşımaktadır.

Konferansın yapılacağı mahal özenle seçilmiştir. Alman-Danimarka sınır bölgesi, tarihsel çatlakların üstesinden gelinmesinin ardı sıra, yaşanmakta olan bir çeşitliliğin ve işbirliğinin en iyi uygulama modeli olarak işlev görmektedir.

FUEN Başkanı Lorant Vincze ise konu hakkında ''AB esasen daha iyi bir azınlık korunması uğrunda mücadele vermeliydi, zira kendisi netice itibariyle avrupalı değerlerin çekirdek noktasında bulunmaktadır. Ancak komisyonun bunu yapmaması halinde, bu gibi konferansları organize etmek ve insanları buna ikna etmek şeklinde verebileceğimiz bu katkı en doğrusudur ve bu avrupai değerler sadece bugün değil, bilakis gelecekte de önemli olacaklardır.

Azınlıkların daha iyi korunmasının çoğunluk içinde da bazı faydalar sağlayacağı konusunda Schleswig-Holstein Azınlıklar Sorumlusu olan Johannes Callsen açıklık getirmiş ve şunu vurgulamıştır. ''Azınlıklar toplulumuz için bir katma değerdir. Onlar, Avrupa'nın geleceğinin dizayn edilmesine katkıda bulunmalıdırlar, zira bundan tüm kadın ve erkek avrupalı istifade edecektir''. Ancak bunun olabilmesi için azınlıklara bakış açısının bir çok yerde değişmesi zorunludur: Onlar, toplum için bir tehlike olarak değil, bilakis toplumun önemli parçaları ve değerleri olarak görülmelidirler.

Schleswig-Holstein Eyalet Meclis Başkan Yardımcısı Aminata Toure ise, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı giriştiği feci savaşın da, azınlık politikasının bir barış politikası olduğunu bir kez daha gözler önüne serdiğini öne sürmüş ve ''Bizler , farklı insanların ve ulusların hayatının nasıl mümkün olacağını değerlerle, fikirlerle ve somut önerilerle buna karşı çıkmalıyız'' talebinde bulunarak, konferans çerçevesinde üzerinde çalışılan azınlık önerileri ''aktif barış çalışması'' şeklinde isimlendirmiştir. Ona göre; Alman-Danimarka Sınır bölgesi bunun için fevkalade bir örnektir, zira buradaki çatlaklar, yıllar önce akla hayale gelmeyecek şekilde üstesinden gelinmiştir.

Avrupa'daki azınlıkların güçlendirilmesine ilişkin diğer önerileri Birleşmiş Milletler Azınlık sorunları Özel Raportörü olan Dr. Fernand de Varennes şöyle ifade etmiştir.: ''Ulusal azınlıkların korunması için bir çevre anlaşması yeterli değildir. Hiç kimse bundan bir hak elde edemez. Bizler, İnsan Hakları Adalet Divanı'nı kayığımıza çekmeli ve raporlama sürelerini kısaltmalıyız. O zaman mekanizma oldukça etkili olacaktır''. Kendisi altını çizmekten hiç yorulmayacağı cümlesini yine tekrarlamıştır: Azınlık Hakları insan haklarıdır.

Tartışmanın konuşmacıları da konuya açıklık getirmiştir. Azınlıklar için bir nevi taslak mahiyetindeki Non-Plus-Ultra adlı bir Model yoktur. Karl-Heinz Lambertz vurguda bulunarak ''Bütün problemeleri çözeceği ileri sürülen bir patent çözüm yoluna dair herhangi bir yerde hazır vaziyetteki bir azınlık modelinin bulunacağı benim için bir hayaldir'' demiştir. Adıgeçene göre; modeller sadece birer ilham kaynağı olabilirler. Ancak esas olan şey, bir bölgeye ait bizatihi konteksidir.

''Geleceğin Manifestosu'' ndan çıkan sekiz Öneri resmi AB-Platformu sayfasından desteklenebilir.

Fotoğraflar. Martin Ziemer

Basın bildirileri